Peyzaj Tasarım Uygulama
1. PEYZAJ TASARIMI
 
“Peyzaj” deyimi Alexander Von Humboldt tarafından 19. Yüzyılın başlarında, bilim- sel bir coğrafya terimi olarak literatüre sokulmuştur. Peyzajı  “ Bir yer yüzü parçasının to- tal karakteridir” diye tanımlamıştır.
Rus coğrafyacıları, peyzaj kavramına inorganik ve organik öğeleri de sokarak, bunla- rın tümünün “ peyzaj coğrafyası” olarak incelenmesi fikrini ortaya atmışlardır.
Bütün kavramsal gelişmeler, ayrıntılı olarak TROLL (1971)’ de açıklanmıştır. Alman biyocoğrafyacıların öncülerinden olan TROLL peyzajı şu şekilde tanımlamıştır: “Peyzaj bir mekanın tamamı ve görülebilen bütünlüktür”. Bu düşünceler peyzajı ekolojik ilkele- re dayalı, doğayı koruma ve rekreasyon ile ilgili bir anahtar deyim haline getirmiştir.
APS(Avrupa Peyzaj Sözleşmesi); peyzaj kavramına yönelik sosyal, ekonomik, siyasal ve hukuksal yeni anlayışlar getirmektedir ve sonuçta iki önemli konu ön plana çıkmak- tadır:
Sözleşmede “peyzaj” iki türlü tarif edilmektedir. İlk olarak peyzaj, nesnel (objektif) bir ifade ile “yeryüzü parçası” olarak tanımlanmakta, daha sonra öznel (subjektif) bir ifa- de ile bu yeryüzü parçasının bütün bireylerce kavranış biçimi olarak belirtilmektedir.1
 
2. PEYZAJ TASARIM  ÖGELERİ
 
ÇİZGİ
Tüm tasarım oluşumlarının temelidir.Peyzaj tasarımında bütün fikirler bir proje dü- zeni içerisinde çizgilerle ifade edilmektedir.Peyzaj düzenlemesi içerisinde oluşturulacak her bir unsur proje içerisinde çizgilerin şekillenmesiyle belirtilir. Çizgilerin türü ve kalın- lığı projedeki unsurun algılanmasınıda değiştirir.
 
ŞEKİL-FORM
Projedeki her bir unsurun kendi içinde oluşturduğu ve peyzaj içerisinde kendini ifa- de ettiği biçimdir. Bu biçim bir mekan, ağaç, yol hattı, donatılar v.b. öğelerin her biri ve- ya hepsi olabilir. Burada önemli olan formların insanlar üzerinde uyandırdığı etkidir. Her form ayrı bir ifade gücüne sahiptir. Daireler oval şekiller bir bütünlük hissi uyandırır. Ka- reler dikdörtgenler matematiksel kesinlik hissi verirler.
 
ÖLÇÜ
Ölçü algılaması mekanlar arası karşılaştırmaya bağlı olarak yapılır. Mekanda ölçü bi- rimi insandır.Ölçü tasarımda fonksiyonel kullanım açısından denge elemanı olarak ele alınır.
 
ARALIK
Peyzaj çalışmalarındaki mekanların yada mekansal elemanların birbiriyle olan ilişki- lerini ortaya koyar. Burda mesafe ön plandadır. Birbirlerine yakın olan unsurlar, birbirle- riyle daha çok ilişkilendirillir. Mesafe arttıkça ilişkide azalır.
 
DOKU
Objelerin görülebilen veya dokunulabilen yüzey ortamı dokuyu oluşturur. Sık doku- lu-Seyrek dokulu-Geçirgen dokulu-Yumuşak dokulu vs. olabilir. Doku cansız materiyal gibi canlı materyalde de önemli olan bir tasarım öğesidir. Dokularda sıklık ve yoğunluk objelerin algılanışına doğrudan etkili bir unsurdur.
 
RENK
Peyzaj uygulamasında mekan- sal algıyı etkiler. Kullanılan öğele- rin  yakın veya uzak  olması yada dikkat çekici olması durumunu or- taya çıkarır.
 
IŞIK-GÖLGE
Mekânın ışıklı ya da ışıksız oluşuna göre objeler farklı etkilere sahiptirler. Işık ve gölge ilgiyi arttı- rır, tasarıma rahatlık ve sükûnet sağlar, derinlik verir.
 
VURGU
Mekan içinde dikkatleri bir alana yada bir objeye çekmek için kullanılan bir tasarım ögesidir. Zıt renklerin kullanılması, çizgi yönleri, ışık değişimi, mekân ilişkileri veya ma- teryal değişimleri ve doku özellikleri ile tasarımda vurgu ortaya konabilir.
 
DİZİ
Tasarımın içinde bir noktadan  başlayan hareket ve onun  çevresindeki objeler, bir mantık zinciri üzerinde akış göstermeli ve bir sonuca ulaşmalıdır.
 
HAREKET
Peyzaj tasarımında her aktivite, başlangıcı ve sonu olan hareketi ifade eder. Bu bir mekanın oluşumunu veya alanlara ulaşımının ifadesi olabilir.
 
3. TASARIM İLKELERİ
 
TEKRAR-RİTİM
Bir mekân içindeki biçimsel benzer ögelerin veya öge gruplarının birbirini izlemesi ritim-tekrar olarak tarif edilir. Peyzaj planlamalarında çizgilerle desen verilmiş yüzey kaplamaları düzenli bir aralıkla tekrarlanırsa ritim yakalanmış olur. Aynı zamanda ağaç, bank v.b. öğelerin belli bir sırada ve sıklıkta dizilmeside ritim etkisini canandırır.
ARALIKLI TEKRAR
Aralıklı tekrarda ritimle aynı özelliktedir. Ancak bu tasarım ilkesinde objeler birbir- lerini aynı mesafelerle değil farklı aralıkta ve farklı düzenlerde tekrar ederler.
 
DENGE
Denge sağlamlık, emniyet ve sükûnet hissinin ifadesidir.
Formal(simetrik)denge:  Benzer yapı elemanla- rının bir eksenin iki tarafına eşit uzaklıkta dizil- melerinden ortaya çıkan bir plan kalıbıdır.
İnformal(asimetrik)denge:  Eksenin her iki tara- fında aynı büyüklük ve şekle sahip olmayan,fakat eşit dikkat çeken objelerin dizilişleri ile elde edilir.
 
ZITLIK
Uyum  sağlanması istenmediğinde  oluşturulur. Buradaki uyumsuzluk tasarımın gereği sonucu oluşur. Tasarımda vurgu arttırmak içinde kullanılabilir.
 
UYGUNLAŞTIRMA
Tasarımda birbirine zıt iki ucun  bağlanması birleştirilmesi ya da bunlar arasında köprü kurulmasına uygunlaştırma denir. Renkle bunu sağlamak istiyorsak renk tonları belirli kademelerle değişime uğrayabilir.
 
EGEMENLİK
Tasarımda yer alan obje ya da formların bir başka obje ya da forma karşı görsel an- lamda üstünlük  göstermesine egemenlik denir. Ölçü-doku ya da renk olarak kendini gösterebilir.
 
BİRLİK
Tasarımda yer alan obje ya da formların diğer obje ya da formlarla bir bütünün par- çası niteliğiyle bir arada olmasıdır. Tasarım da kullanılan her şey birbirinin bir parçası gibi olmalıdır.
 
UYGUNLUK
Tasarımın mekansal amaçlara göre uygun bir biçimde oluşturulmasıdır. Her tasarım, yapıldığı alana uygun bir çözüm getirmelidir. Burada gereksimler ile bu gereksinimlere getirilen çözümler düşünülmelidir. Alana aykırı bir tasarım anlayışı alanın kullanımını büyük oranda etkiler.
 
HİYERARŞİ
Tasarımın görsel ifadelerinde öncelikler belirlenmeli ve bir sıralama yapılmalıdır. Bu amaçla tasarımcı görsel algılamadaki öncelikleri ortaya koyar ve onları önem dereceleri- ne göre dizer.
 
TAMAMLIK
Tasarım uygulanacağı çevre ile bütünleştirici özellikte olmalıdır. Alanın çoğrafik özel- likleri, ulaşımı, kullanım yoğunluğu gibi çevresel faktörlere uygun ve uygulanacağı çev- reye özgü bir yaklaşım içermelidir.
 
4. PEYZAJ TASARIM  SÜRECİ
 
4.1. KONUNUN VE AMACIN BELİRLENMESİ
Çevre düzenlemeye ilişkin bir tasarım çalışmasın başlaması konu ve isteğe bağlıdır. Pratikte biz buna kullanıcı/müşteri istekleri diyoruz. Yapılacak çalışmanın boyutu ve-
ya ortamı ne olursa olsun bunun bir kullanıcısı/müşterisi vardır.
Örnek: Kentsel mekânda bir parkın kullanıcısı o kentin sakinleri ve ziyaretçileridir. Dolayısıyla biz tasarımımızı o kentin sosyo-kültürel yapısına uygun yapmalıyız.
Örnek: Bir ev bahçesi ise alanımız, tasarımımız o bahçe sahiplerinin istek ve beğeni- leri doğrultusunda olmalıdır.
Sürekli yeşil bir bahçe istiyorum Sürekli çiçek açan bir bahçe istiyorum Güzel kokulu bir bahçe istiyorum
Kırmızıyı severim kırmızı bir bahçe istiyorum
Merdivensiz bir bahçe istiyorum
Bakım istemeyen bir bahçe istiyorum vs. gibi.
Örnek: Konu (Tema ) parkları: Gül parkı, Özürlüler parkı, Tıbbi bitkiler parkı, Dep- rem parkı vs.
 
4.2. MEVCUT DURUMU BELİRLEMEYE  YÖNELİK VERİ TOPLAMA (ARAZİ ETÜDÜ-SÖRVEY-ÇEVRE ANALİZİ)
Alanın doğal ve kültürel envanteri çıkartılır. Alan içerisinin ve yakın çevrenin iklim, toprak, flora, fauna, jeoloji, topoğrafya, hidrolojik yapısı ile mevcut bina ve yerleşimler araştırılır.
Arazide bir takım notlar alınarak, tasarım için gerekli olan kullanım planları (mevcut durum-vaziyet planları)haritalar, raporlar, hava fotoğrafları,istatistiki bilgiler,uzman gö- rüşleri vs. gibi veriler toplanmalıdır.Ayrıca tasarım anında alan hakkında bilgi vermesi açısından alanda fotoğraflarda çekilebilir.
 
5. PEYZAJ TASARIMINDA  FARKLI ÖLÇEK VE UYGULAMALAR
“ Peyzaj mimarlığı”  deyimi iki zıt kavramı bir araya getiriyor; peyzaj çoğunlukla do- ğal elemanlardan oluşan ve zaman içinde gelişen bir çevreyi anlatırken, mimarlık inşai nitelikte, daha başından tamamlanmış ve zaman içinde yaşlanacak bir yapıtı çağrıştırıyor. “Peyzaj planlaması”ndaki peyzaj sözcüğü, peyzaj mimarlığındaki peyzaj sözcüğün-
den daha uyumlu duruyor. Planlama ileriye dönük kestirimler yapan, istatistikteki ra-
kamlarla halhamur olmuş bir uğraşıyı anımsatıyor. Bu açıdan bakılırsa, “landscape” plan- laması daha denk iki kavramı bir araya getiriyor; başka deyişle, arazi ve plan yan yana daha rahat gelebiliyor.2
Peyzaj tasarımının konusu olan “arazi”, belirtildiği gibi, birbirinden çok farklılaşan bir ölçek yelpazesi içinde yer alabilir. Arazi ya kırsal, ya kentseldir. Ama kırsalın da kent- selin de derecelenmeleri vardır.
 
Özetle, peyzaj tasarımı, yalnızca bahçe tasarımı konumundayken,  kent parkı, milli park, hatta geniş bölgelerin kaynak planlaması, zaman içinde uğraşın kapsamına girmiş- tir. Yinelersek, şimdi herkesçe kabul edilmektedir ki, peyzaj tasarımı ölçek yelpazesi ne- deniyle iki yönlüdür:
• Peyzaj mimarlığı, ve
• Peyzaj planlaması.
Sözü edilen uğraş yelpazesinin açılımı, kapsanan ölçekler konusunda bir fikir vere- cektir:
Tekil Yapı Çevresi Düzenlemeleri
• Özel konut açık mekanları - teras, avlu, bahçe.
• Kurumsal ( Hastane bahçeleri, kamusal alanlar vs.)
• Ticari ( Oteller, holdingler vs.)
• Endüstriyel yapı gurupları açık mekanları.
Kentsel Mekan Tasarımları
• Kaldırım- sokak-yol
• Meydan
• Yapı içi veya üstü mekanlar
• Geçici açık mekanlar
Kent Içi Alanlarda Planlama
• Kent kesimleri, örneğin:tarihi kent yöresi
• Kentsel merkez - ticari,yönetsel,idari
• Kent içi nehir boyları
• Kent içi deniz kıyısı, liman yöresi vb.
Kent Içi Veya Yakın Çevresinde Küçük Ölçekte Peyzaj Tasarım Konuları
• Toplu konut çevreleri
• Kent parkları
• Oyun alanları
• Spor alanları
• Geniş alışveriş merkezleri
• Mezarlıklar
• Mesire yerleri
Kent Dışı Alanlarda Peyzaj Tasarım Konuları
• Karayolları boyunca peyzaj tasarımı
• Kampüs peyzajı
• Turistik alanlar - plaj yöreleri,yazlık ve kışlık tatil yöreleri
• Anıtsal çevreler - eski savaş alanları
• Olimpik tesisler
• Milli parklar
 
Bölge Planlama Ölçeğinde Arazi Planlaması
Bu açılımda yer alan bölge planlama ölçeği dışındaki uğraşlar, genelde peyzaj mimar- lığının kapsamına girmektedir. Kentsel parçaların planlaması ile dördüncü ve beşinci ko- nu gurupları, peyzaj mimarlığı ve peyzaj planlamasının ortak uğraş konularıdır. Başka deyişle, tekil yapı çevresi ve kentsel mekan tasarımları ve küçük ölçekli planlamaların bir kısmı, mimarın/peyzaj mimarının uğraşlarıdır.
Yapılacak tas arımın gelecekteki alacağı durum çok iyi tespit edilmeli ve aynı zaman- da bölgesel gelişim de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu iki yaklaşımın bir bileşkesinin izlenmesi de mümkündür.
 
6. PEYZAJ TASARIMINI  ETKILEYEN FAKTÖRLER
Tasarımcı çalışmalarına başlamadan önce kesinlikle tasarım alanının arazi karakteris- tiklerini, iklim koşullarını, çevresel ve insana ilişkin faktörlerini arazi üzerinde yerinde çalışma yaparak tespit etmelidir. Böylelikle yapacağı tasarım daha sağlıklı olacak ve yeni- den başa dönerek çalışma yapmak zorunda kalmayacaktır. Bu çalışmalar aşağıda detay- larıyla anlatılmıştır.3
 
6.1. ARAZI KARAKTERISTIKLERI
Arazinin veya bölgenin peyzaj tasarımını da etkileyen fiziksel özellikleri, coğrafi du- rum, topografya -arazinin fiziksel yapısı-, iklim koşulları, yöresel bitki örtüsü, malzeme ve mevcut teknolojidir.
 
4.Konumuna Göre Tanımlanan Arazi Tipleri
 
Kırsal araziler
Kırsal arazi genellikle daha geniştir ve dolayısıyla tasarlamada kısıtlamalar daha az- dır. Ancak, arsa kısıtlı da olsa, görsel algılama sahasının genişliği nedeniyle, etkisel bo- yutları gerçek boyutlarından geniştir.
Doğa hakim durumdadır. Toprak ve arazi formları güçlü görsel öğelerdir. Dolayısıy- la tasarımda, doğayla daha fazla kaynaşmış bir yaklaşım olanağı vardır. Yapısal öğeler do- ğa üzerine empoze edilmiş durumdadır. Kırsal bir arazi hava koşullarına daha açıktır.
Yağmur, fırtına, güneş, rüzgar, kar, don, kış soğuğu ve yaz sıcağına karşı korunaksız-dır.
 
Kent içi araziler
Kentsel alanda arsa boyutları kısıtlıdır; ve arsa bedelleri yüksek olduğundan en iyi biçimde değerlendirmek gereklidir. Çevre arsalardaki yapı adaları büyük bir olasılıkla ka- patıcı etkiler yapacak; sadece alana değil böylece hacim/mekan da kısıtlanacaktır. Alanın ve mekanın kısıtlılığı peyzaj tasarımı ölçeğini etkileyecek; dolayısıyla seçilecek peyzaj ele- manlarının ölçeği özellikle önem kazanacaktır.
Kent içi arsaya yaklaşım, kent yolları ve kaldırımlardan alınmaktadır. Öte yandan da, kent yolu; egzoz gazı, gürültü ve kaza tehlikesi kaynağıdır.
Kent içi, geniş yer kaplamaları ve yapı adalarıyla doğal çevreden iklim bakımından da çok farklıdır. Isı derecesi, güneş ışıklarının yansıması, rüzgar ve meltemin yönleri kent içinde değişikliğe uğrar.
Doğal elemanlar - ağaçlar, kayalar, su, tepecik gibi, ilginç topografik öğeler kentte az sayıdadır ve olanlar korunmalıdır.
Topografik Yapısına Göre Arazi Tipleri5
 
Düz araziler
Düz arazi genişliği, açıklığı, ufka dek uzanması nedenleriyle çoğu kez insan ölçeği- nin üstünde bir ölçek sunar.
Düz arazi çoğunlukla monotondur. Üçüncü boyut ya da bir fokal nokta yoktur. Ufuk çizgisi tek sürekli öğedir. İklimsel koşullardan korunma olanağı hemen hiç yoktur. Do- layısıyla, özellikle güneş önemli bir tasarım faktörüdür.
Düz arazi en az planlama kısıtlaması koyar. Göreli olarak, yaklaşım yönü ve biçimi arazi topografyasınca belirlenmediği için, düz arazi pek az öznellik sağlar ve daha az pey- zaj ilginçliği sunar.
 
Eğimli araziler
Eğimli arazinin özelliği iniş-çıkışlı oluşudur. Eğimin doğasına uyularak teras - sedli bir şema geliştirilebilir.
Eğim eğrileri ana planlama faktörleridir; eşit yükseklikteki alanlar eğim aksına dik, dar şeritler halindedir. Geniş düzlükler yoktur. Düzlükler elde etmek için ya eğimden ke- silir, oyulur veya eğim doldurularak çıkma yapılır. Her iki durumda da toprağın yerinde durması için istinat duvarı inşası gerekir. Üçüncü bir yol, arazi üzerinde eğimden bağım- sız platform inşa etmek olabilir.
Eğim tepesi özeldir ve tasarımda bu tanınmalıdır. Eğimli arazi çoğunlukla iyi bir gö- rünüm açısı sağlar.
Eğimli arazide drenaj-yüzey suyunu akıtma sorunu özellikle önemlidir. Eğimli bir arazide yer alan su elemanları akım şekli bakımından ilginç olabilir.
Eğim motorlu araç trafiği için fazla ise, yaklaşım eğim çizgilerine paralel alınmalıdır. Eş yükselti eğrileri -konturlar-, kabul edilen bir seviyeye göre aynı yükseklikteki nok- taları birbirine bağlayan soyut ve imgesel çizgilerdir. 10 cm, 25 cm, 50cm, 1m,10m, 50m
gibi aralıklarla geçebilirler.
 
6.2. İKLIM KOSULLARI
İklim ve mikro klima peyzaj mimarlığının tasarım etkenlerindendir. İklimsel koşul- lar, fiziksel çevreyi yoğurup, dış mekanların kullanımını etkileyerek, mimari formaların ve peyzajın biçimlenmesinde tanımlayıcı olurlar.
İklim Çeşitleri
İklim ısı, nem, rüzgar, güneş yansıması, nem yoğunlaşması gibi doğal olayların top- lam etkisidir. Topografya, bitki örtüsü, su elemanları gibi iklim de, çevreyi oluşturan önemli bir girdidir.
 
Son yılların teknolojik gelişmeleri iklim koşullarının olumsuz etkilerinden korunma- ya bazı durumlarda olanak vermiştir. Örneğin, tamamen kapalı alışveriş merkezleri yap- mak geniş açıklıklı strüktürlerin geliştirilmesi ve yapay havalandırma ile mümkün olabil- miştir. Doğal iklim koşullarına uygun tasarım yapmak, ona aykırı bir tavır almaktan da- ha akılcıdır; yapılanma ve bitkilendirme öyle bir şekilde yapılmalıdır ki iklimin olumlu etkilerinden yararlanırken olumsuz etkiler kestirilerek önlenmelidir. Bina içindeki ve dış mekanlardaki ısı derecesi ve hava akımı yönlendirme ve arazideki konumlandırmayla, yapım teknikleriyle ve ağaçlandırmayla olumlu yönde ayarlanabilir. Çevre tasarımcısı da- ha uzun yıllar doğal iklim koşullarıyla uğraşma, bu koşulların gerektirdiği biçimde tasa- rım yapma durumundadır.
Güneş tek değişmeyen, sürekli olan iklimsel etkendir. Etkileri, enlem derecesine ve mevsimlere göre değişir. Bölgelerin iklim koşulları meteoroloji istasyonları tarafından saptanmaktadır. Bu olgular elde edilerek, peyzaj tasarımcısı tarafından kullanılmalıdır. Tasarımcı ve planlamacı olarak bizim ilgilendiğimiz konular: minimum ve maksimum ısı dereceleri, yağış miktarı ve dağılımı, hakim rüzgar yönü, gücü ve frekansı, güneşli, sisli, karlı, buzlu gün sayısı vb. dir.
Beklenen en büyük yağış miktarı peyzaj alanlarının drenaj sistemleri tasarımında kri- tik bir etken olacaktır. Soğuktan, sıcaktan, rüzgardan ya da nemden kaynaklanan rahat- sızlık, gölgeliklerle örtülü yürüme yollarına, rüzgardan koruyan perdelere ve bitkilendir- meye olan gereksinimleri tayin edecektir. Bitki malzemesinin seçiminde ısı derecesi, rüz- gar, yağmur ve güneş göz önüne alınmalıdır.
 
Mikro Klima / Alt Iklim
Genel iklim koşulları ve yöresel iklimin altında, daha kısıtlı alanların özel hava ko- şulları da söz konusudur.  Kısıtlı alanlardaki bu iklimsel değişmeler mikro klima olarak bilinir. Başka bir deyişle, mikro klima temelde daha küçük yörelere ilişkindir ve kırsal ya da kentsel aynı bölgedeki veya kentteki, hatta aynı arazi parçasındaki ısı, rüzgar, nem de- recelerindeki küçük değişmeleri temsil eder.
Çoğunlukla mikro klimayı oluşturan topografik koşullardır. Gece, soğuk hava daha aşağı noktalara iner; bu nedenle vadi tabanında gece ısı tepeye göre daha düşük, nem da- ha yüksektir. Bu sebeple bir yapıyı vadi eteklerinin güney bakan kesimine yerleştirmek en uygunudur.
Su da yazın serinletici, kışın ılıtıcı etkisiyle mikro klima oluşturur. Ayrıca nemin oluş- masına da katkıda bulunabilir.
Toprak türü de azda olsa mikroklimatik etki yaratabilir. Örneğin, kum gibi kuru top- raklar daha yüksek ısı ve dşük nem; killi topraklar düşük ısı ve yüksek nem oluşturarak mikroklimada etken olabilirler.
Bitkilerin ve bitki kümelerinin de mikroklima koşullarına sahip yörecikler oluştur- ması mümkündür.  Gölgeleriyle serinlik oluşturur, rüzgar yönünün değişmesinde etkili olurlar.
Döşeli, sert zeminler yansıtıcı özellikleriyle ısı derecesini etkileyerek mikro klima oluştururlar.
Çevredeki yapıların varlığı da mikro klima oluşturabilir. Kent içi, yerleşimin daha seyrek olduğu kent çeperlerinden daha sıcaktır. Kent içi kirlilikten dolayı güneşi daha az parlak olarak görür. Bina boyları, konumları ve çatı şekilleri de hava sirkülasyonunu et- kiler.
Yapıların kışın ılık, yazın serinlikten yararlanabilecek şekilde konumlandırılması önemlidir. Yaşanabilir bir mikroklimanın oluşması için dikkatli konumlandırma ve mi- mari tasarım, peyzaj tasarımı ve bitkilendirmenin bir araya gelmeleri gerekmektedir.
 
6.3. MANZARA, KOKU, DUMAN, VE EGZOZ DUMANI KAYNAKLARI
Koku, duman ve egzoz dumanı günümüzün çevre kirliliği türlerindendir. Koku bir fabrikadan veya kirli bir su birikintisinden yayılabilir. Rüzgar kokunun ve dumanın da- ğılmasında etkili olduğu için, hakim rüzgar yönü peyzaj tasarımında mutlaka göz önüne alınmalıdır.
Bitkiler gürültü kirliliğini emerek azaltmada etkilidir. Bitkiler gürültü kaynağına ne kadar yakın olursa etkisi o derece artar.
Manzara istenmesine veya istenmemesine göre peyzaj tasarımıyla yönlendirilebilir.
 
6.4. İNSANA ILISKIN FAKTÖRLER
İnsan davranışıyla çevre arasındaki etkileşim iki yönlü bir süreçtir. Çevrenin birey üzerinde bir çok etkisi vardır ve bu etkilere yanıtımız, koşullara tepkisiz uyum sağlamak olabilir. Oysa, öte yandan da, yaşamı fiziksel ve psikolojik olarak daha rahat kılmak, ve gereksinimlerimize daha uygun ortamlar oluşturmak için, sürekli fiziksel çevrelerimizi yönlendirmek ya da değiştirmek durumundayız. Kullanıcı taleplerini önceden kestirmek ve binalar ve açık mekanlardan oluşan çevreyi bunlara göre şekillendirmek elbette ki ta- sarımcının amacıdır. Kullanıcıların istek ve taleplerine karşı duyarlı olmak için uygulana- bilecek iki temel yol vardır:
• Topluluğun üyelerini gözlemlemek ve onlara doğrudan danışmak;
• Genel ilkeleri, veya davranış ve algıların “evrenseller”ini öğrenmek.
İlk yöntem, anketler, davranış gözlemleri, veya katılımcı tasarım projeleri yoluyla gerçekleştirilebilir. Bununla beraber, yanıtlar abartılabileceği ve insanlar gözlem altında olduklarını bildiklerinde farklı bir biçimde ve bunun bilincinde davranacakları için, an- ketler ve davranış gözlemleri her zaman gerçeği yansıtmayabilir.
İnsanların parklarda ve ortak açık alanlarda sistematik olarak gözlemlenmesiyle, çev- renin nasıl kullanıldığı ya da kullanılmadığı; çeşme ve banklar gibi elemanların tasarım ve düzenleme biçiminin hangi davranış modellerine neden  olduğu hakkında  izlenim edinmek mümkündür.
Katılımcı tasarım, oluşturulacak çevreyle onu kullanacak kişilerin gereksinim ve is- teklerinin denkleştirilmesi için bir çabadır. İnsanların kendi çevrelerinin oluşturulmasın- da bizzat inşa edebilmeleri ya da katılımcı tasarım projelerinde rol almaları, çevreyi ora- da yaşayanların yansıması haline getirmede daha doğrudan bir yoldur. Ancak, bu yön- tem uygulama sorunları ve işin organizasyonunda zor bir programlama ve büyük olası- lıkla zaman kaybını getirebilmektedir.
 
Kullanıcı Gereksinimleri
Kullanıcı taleplerinin anlaşılmasında diğer yol, insan davranışlarının genel ilkelerini öğrenmektir. Yaşanabilir bir çevre yaratmak için, sağlanması gereken insani faktörler:
• Fiziksel
• Fizyolojik
• Psikolojik ve sosyal yapıda olabilir.
 
Fiziksel gereksinimler
Sadece görsel/estetik nedenlerden meydana gelen tasarım detayları, kullanıcı için en uygun koşulları yaratmayabilir. Öte yandan, Le Corbusier’in insan vücudunu irdeleyerek ortaya koyduğu görsel olarak da tutarlı olan oran ve boyutları içeren modüler sistemi, ta- sarımda güzellik ve işlevselliği teorik olarak bağdaştırmaktadır.
Türlü durumlardaki insana ait boyutlar, tıpkı binalarda olduğu gibi dış mekanların tasarımında da etkili olmalıdır. Binalarda, insan boyutlarının etkenliği belki çok daha açık görülebilmektedir; ancak, dış mekan tasarımında da bu boyutlamalar geçerli olma- lıdır. Örneğin, basamak rıhtları ve enleri, farklı işlevlerdeki duvarların yükseklikleri, yü- rüyüş hızına göre yer döşemesi düzenleri vb., insan boyutları esas alınarak tasarlanmalı- dır.
 
Fizyolojik gereksinimler
Bu gereksinimler, bireyin içsel biyolojik durumuyla çevrenin iletişiminin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Peyzaj tasarımı çerçevesinde, çevre, ısı, nem, toz, duman ve gürültü- den v.b. korunma açılarından konfor bölgeleri sağlanmalı; ve kullanıcılara fiziksel güven- lik temin edilmelidir.
Yarı-fizyolojik, yarı-psikolojik bir gereksinim, acıdan kaçınma, kendini koruma ge- reksinimidir. Kullanıcılar için güvenlik koşullarının sağlanması, yönetmeliklerin ve tasa- rımı biçimleyip boyutlandıran spesifikasyonların oluşturulmasına yol açmıştır. Örneğin, yüzme havuzlarının çevresinde veya köprü kenarlarında parmaklıkların sağlanması ko- şulu gibi.
Psikolojik ve sosyal gereksinimler
İnsanların psikolojik gereksinimleri, bireylerin yaş, cinsiyet, sosyal sınıf, kültürel geç- miş deneyimlerine göre değişkenlik gösterir. Böylece bir çocuğun psikolojik ihtiyaçları, bir yetişkinin ya da ergeninkinden farklıdır.
İnsanın yaşamsal taleplerinden gelen ve psikolojik ve sosyal gereksinimleri harekete geçiren faktörler şunlardır:
Sosyallik: iletişim, birliktelik ve aitliliğe olan gereksinimdir.katılımcı tasarım bu ge- reksinim sağlamada etkili bir yol olabilir.
Dinginlik: gereksinimleri güvenliğe özlemden doğmaktadır.
Kişisellik: gereksinimi, dinginlik ve kendini ifade etme gereksinimleriyle örtüşmektedir.
 
Kendini- ifade etme: bireyselci olmakla ilişkilidir, ama buna ek olarak,diğer bireyler tarafından kabul edilme gereksinimini de içerir. Ayrıca, kişinin kendini belirli bir alana ait hissedip onunla özdeşleşmesiyle de ilintilidir.
 
Bireyin içsel zenginleşmesi:  gereksinimleri basit olmayan hatta karmaşık denebilecek çevrelerde sağlanabilir. Bireye geniş bir yelpazede çok çeşitli seçenekler sunulursa, bun- lardan hiç değilse birinin ilgisini çekmesi olasılığı daha yüksektir.
Kişisellik, kendini ifade etme ve bireyin içsel zenginleşmesi gereksinimlerinin sağlan- masıyla, kullanıcılara kendini tanıma ve bireysel yaratıcılık yolu açılabilir; ve böylece de estetik deneyimlere zemin hazırlanır.
Christopher Alexander’ın teorik konu mahallesi örneği, mekansal öngörüler terk edi- lip vurgu davranışsal faktörlerde olduğunda, beklenmedik seçeneklerin ortaya çıkabildi- ğini göstermektedir.
 
Algılama ve Değerlendirme
Duyum, dış çevrenin zihinsel imgesi olarak düşünülebilir. Algı, yalnızca görmekten daha karmaşık bir süreçtir. Çevreye bakarken her kişi onlara verdiği değere göre çevre- nin farklı boyutlarını algılar. Örneğin, üzerinde ağaçlar olan eğimli bir araziye bakarken biri eğimi, diğeri de ağaçları çevreye karakterini veren öğe olarak algılayabilir. Algılayan kişinin, geçmiş deneyimleri ve öğrenimi, algılamanın sınırlarını ve yönünü belirler. 18. Yüzyıl peyzaj bahçeleri tasarımının önemli bir yönüydü. Burada,mecazi ve mitolojik gön- dermeleriyle heykeller, tapınaklar ve diğer yapıcıkların da yer aldığı bir dizi değişen gö- rünümlerin ve görsel deneyimlerin oluşturulması ve peyzajın biçimlendirilmesi ile, yüce- lik, neşe, eğlence, hüzün, güzellik, korku gibi belirli tepkilerin bir arada değil de, peşpe- şe uyarılması amaçlanmaktaydı.
Öte yandan farklı yaş guruplarında farklı algılama ve değerlendirmeler gözlemlene- bilir.
Ölçek kavramı ve peyzaj tasarımında ölçeğin algılanması
Peyzaj mimarlığında ölçek, görsel ilişkilerden oluşan girift bir ağın algısal sonucudur. Peyzaj tasarımındaki ölçek, binalardaki ölçekten farklıdır. Elemanlar açık mekanda ol- duklarında, farklı bir ölçek kazanırlar. Bu durum özellikle kırsal çevrelerdeki geniş alan- lar için geçerlidir.
Açıklığın yanı sıra,mesafe de boyutları, derinliği ve böylece ölçeği değiştirir. Perspek- tif- Vista veren görünümler- boyutları gerçeğin ötesinde arttırabilir.
Diğer taraftan, peyzaj elemanlarının çevreye ölçek verebilme yetisi vardır. Örneğin, geniş kentsel bir meydan, ölçek veren birim malzeme ile döşendiği zaman, insan ölçeği- ne getirilebilir.
 
Peyzaj tasarımında üç düzeyde ölçek olabilir:
-ön plan,
-orta plan,
Arka planda algılanan ölçekler.
Ön planda, zemin döşemeleri, yüzey dokuları, yeşilin dokusu v.b. tüm ayrıntılarıyla görülebilir. Hem genel tasarım biçimleri, hem de ayrıntılar rahatça görülebildiğinden, or- ta plan düzeyi bu avantajıyla pek çok olanak sağlıyorsa da, en ihmal edilen çevresel algı düzeyidir. Arka plan, yalnızca tasarıma genel bir fon oluşturur. Oysa, ön ve orta planda- ki ayrıntıların arka plan sayesinde ortaya çıkıyor olmaları, tasarımda arka planın da çok iyi düşünülmesinin önemini ortaya koymaktadır.
 
Peyzaj tasarımında mekan kalitesi ve mekanın algılanması
Peyzaj tasarımında mekan, açık, yarı kapalı veya çerçevelenmiş olabilir. Tavan genel- likle gökyüzü olurken, açık mekanın zemini topraktır. Açık alanlarda tasarım yoluyla kü- çük hacimler, mekanlar oluşturulabilir. Bu mekanlar arazi şekilleriyle tariflenebilir ve bit- ki gruplamalarıyla vurgulanabilir. Peyzajda mekan oluşturulması, doğrudan  bitkilerin kullanım yoluyla da gerçekleştirilebilir; bitkiler tünel tipi, yönlendirilmiş mekanlar, ya da dal ve yapraklarla üzeri örtülmüş mekanlar tanımlayabilirler.
İnşai malzemeyle de mekanlar yaratmak mümkündür.  Mekanın tavanı plastik koru- nak, kanvas kumaş, ahşap, beton ya da çelik ve kaplama malzemesi olabilir. Bu örtücü korunaklar kalıcı veya sökülebilir geçici konstrüksiyonlar olabilir.
Peyzaj tasarımında özellikle doğal malzemeyle mekanın yapımı, zaman faktörüyle çok yakından ilişkilidir. Tasarımcı, doğal elemanların gelişimlerini tamamladığı zaman oluşacak mekansal nitelikleri öngörme yeteneğine sahip olmalıdır.
 
6.5. PEYZAJ TASARIMINDA  KULLANILAN  ELEMANLAR
6.5.1. Doğal Elemanlar
 
Arazi Biçimleri
Özellikle engebeli araziler söz konusu olduğunda, arazi biçimleri peyzaj tasarımına yön veren ana elemanlardan biri olarak değerlendirilmelidir. Tasarımcı araziyi belirli öl- çüde değiştirerek düzenleme yapabilir. Ancak bu müdahalenin ölçüsü yerinde olmalı, arazi biçiminin doğasına aykırı bir şekillendirmeden kaçınmaya özen gösterilmelidir.7
Doğal ya da düzeltilmiş arazi biçimleri çok amaçlarla kullanılabilir:
• Örneğin, seviye farkları dolaşım türlerini veya arazi kullanımlarını ayırabilir.
• Arazi biçimi ya da seviye farkı mekan tanımlayabilir.
• Küçük bir hendek görüş alanını etkilemeden fiziksel engel sağlayabilir.
• Mevcut bir tepe rüzgardan korunmak için kullanılabilir.
 
Su
Tarih boyunca su insan yaşamının temel elemanlarından biri olmuştur. Örneğin, de- niz ve nehirler birçok yerleşkeye hayat vermiş ve genellikle yer seçimlerinin ana neden- lerinden biri olmuştur. Suyun işlevleri şöyle sıralanabilir:
Sulama İçme Temizlik Savunma Taşıma
Dinlenme, eğlenme
Endüstri toplumu kentlerde su yüzeyleri rekreasyonel etkinlikler için kullanılıyor. Bunun yanında, ne yazık ki su alanları bir çok sanayinin atıklarını boşalttığı yerler ola- rak da kullanılıyor. Gerçek bir ekolojik bilincin yükselmesi ve doğal çevreyi korumaya il- ginin artması, uygun teknolojilerin gelişmesiyle de desteklenirse bu tür kirliliğin yol açtığı çoğu kalıcı zararlar bir dereceye kadar önlenebilecektir.
Mevcut doğal su elemanlarının dışında peyzaj tasarımcısı yapay olarak yaratılmış su yüzeyleri de kullanabilir. Ancak inşa ve bakım giderlerinin yüksekliği nedeniyle, su dik- katle ve anlamlı olduğu yerlerde kullanılmalıdır.
Özellikle, sıcak ve kuru iklimlerde su çok makbuldür. Bu tip çevreler için bir çeşme, bir selsebil, küçük bir çağlayan, fıskiyesiyle küçük bir havuz, dar su kanalcıklarından oluşmuş bir ağ uygundur.
Bitkilendirme
Bitkilerin insan hayatındaki yeri farklı önemlerde de olsa daima varlığını sürdürmüş- tür. Mitsel ve dinsel önemler atfedilen bitkilere simgesel değerler yüklenmiştir. Bazı bit- kiler verimliliğin, uzun yaşamın, bilgeliğin ya da doğruluktan sapmanın simgeleri olarak görülmüştür. Bitkilerle kurulan bu etkileşim, mimarlık söz konusu olduğunda da, hiç küçümsenmeyecek düzeyde değildir.
Bitkilerin işlevleri
Ağaç, çalı, çimen gibi bitkilerle arazi biçimlerindeki karakterin ortaya çıkarılması, da- ha güçlü olarak belirlenmesi sağlanabilir. Örneğin bitkilerin kullanımıyla istenen arazi bi- çimleri abartılabilir, manzara ya da binalar çerçevelenebilir, tepeler ya da vadiler tanım- lanabilir.
 
Örneğin ağaçların ya da çalıların şu tip işlevleri olabilir.
a. Yapıları çevreleri ve birbirleriyle bağdaştırma, dış mekanları bağlama;
b. Sınır ve alanları tanımlama, vurgulama ya da ayrıştırma;
c. Dolaşım açısından: araç trafiğini ayırma, yaya trafiğini yönlendirme, trafikten ko- runmak üzere fiziksel engel oluşturma, doğrusal aksları, köşe ya da birleşim noktalarını vurgulama;
d. Çevredeki bina gibi elemanları gövdeden dallara, dallardan saplara, yapraklara ta- şıyan ölçek atlaması ile insan ölçeğine getirme;
e. Görsel engellemeler oluşturarak mahremiyeti sağlama, istenmeyen görüntüleri örtme;
f. Dış mekan yaratma ve tanımlama; tavan etkisi vererek, çeşitli alanları birbirinden ayırarak ya da çevreleyerek, bu dış mekanlara kimlik kazandırma;
g. Seviye farklarını belirleme, eğimleri vurgulama;
h. Görüş açılarını yönlendirerek Vistalar yaratma, görüş açısını bir nesne ya da bina- ya doğru veya onlardan uzağa çekme;
i. Rüzgardan, tozdan, aşırı güneşten ve eğer yeterli yoğunlukta kullanılırsa gürültü- den koruma;
j. Alt-iklim kontrolü sağlama;
k. Güzel koku verme;
l. Biçim, doku ve renk aracılığıyla bir bina, yer kaplaması veya su yüzeyi ile uyum ya da tezat yaratma;
m. Önemli bir peyzaj elemanını ön plana çıkarma;
n. Yağmur suyunun hızla yere düşerek zarar vermesini engelleme;
o. Erozyon kontrolü sağlama.
 
6.5.1.1. Bitkilerin analizi ve seçimlerinde rol alan etkenler
Bitkiler çeşitli kategorilerde incelenebilir. Ekolojik toplumlar, botanik sınıflamalar, bahçıvanlığa göre tiplemeler, ya da estetik açılardan analizleri yapılabilir.
Ekolojik açıdan inceleme:
Bitkilerin yeryüzündeki dağılımı onların genetik açıdan belirlenmiş tolerans kapasi- telerine bağlıdır. Toprak cinsi, su ve ısı gereksinimleri tolerans kapasitesi konusunda ba- zı sınırlayıcı etkenlerdir. Bitkiler yerlisi oldukları bölgelerle benzer iklimsel koşullara sa- hip çevrelerde yetişebilirler; ancak anayurtlarında daha sağlıklı yaşamlara sahip olurlar. Ekolojik topluluğa göre sınıflandırmanın dünya üzerindeki dağılım haritası, bitkilerin büyüme olanaklarını anlatır.
Botanik açıdan sınıflandırma:8
Botanik açıdan sınıflandırma bitkileri aile, tür, sahip oldukları çiçek/yaprak/meyve vb. çeşitlerine göre guruplar; ve her bitkiye bir isim verir. Bir bitki için günlük dilde kul- lanılan ad yalnızca dilden dile değil, bir dil içinde de yörelere göre değişebiliyor. Bu ba- kımdan, peyzaj tasarımı ve uygulamalarında uluslar arası kabul edilmiş Latince adları kullanmak daha güvenilir olmaktadır. Bu adlandırma antik yunan dönemine dek uzanır; ancak darwin’in evrim teorisi isimlendirme konusunda özellikle bir ilerleme sağlamıştır.
Latince adlandırma iki bölümden oluşmaktadır; birinci bölümde bitkinin özü, ikin- cisinde ise türü gösterilir.örnek:
 
Populus  alba öztür
Bu adlar aynı zamanda bitkilerin özellikleri hakkında da ipuçları verir.
Bahçeciliğe göre tipleme:
Bu gruplamaya göre bitkiler, ağaçlar, çalılar, yer örtücüler, çiçekli bitkiler ve tırmanı- cılar olarak gruplandırılır.
 
A- Ağaçlar
Ağaçları diğer bitki tiplerinden ayıran özellikleri tek bir gövdeye ve 3 metreden yük- sek boya sahip olmalarıdır.
Ağaçların grafik gösterimi
Ağaçlar türlerine ve ölçeklerine göre gerek planda gerekse görünüşte farklı gösterim- lerle sunulurlar.
Peyzaj tasarımında arsada mevcut ağaçlara yönelik prensipler
Peyzaj tasarımı ya da uygulamasında arsada mevcut ağaçlar zarar görmekten korun- malıdır.
Tasarımcı arazi üzerindeki mevcut ağaçları, özellikle de uyum sağlama yeteneği sınır- lı olan yaşlı ağaçları korumaya özen göstermelidir.
Bir taşıma ya da kazı sırasında kesilen kök tüm kök sisteminin %5’ini geçmemelidir.
7,5 cm. çapından daha büyük kökler kesilmemelidir. Kazı ağacın merkezine 4,5m’den fazla yaklaşmamalıdır.
B- Çalı türleri:
Çalılar, 0,9 - 3 m. Arasını geçmeyen boyları, birden fazla gövdeye sahip olabilme gi- bi özellikleri ile ağaçlardan ayrılırlar. Yaprakları yere yakın olan çalılar fiziksel engel gö- revini üstlenebilir.
C- Yüzey kaplayıcılar:
Toprağı kaplayan, bodur büyüyen bitkilerdir. Eğer az bakım isteyen türleri seçilirse, beton ya da birim yer kaplamasından daha ucuza malolur. Eğimlerde erozyonu denetle- mede yararlı olduğu gibi, değişik dokular sağlar; ısı, nem ve tozu emmede yardımcı olur.
D- Tırmanıcılar:
Tırmanıcılar pergola ya da çardak gibi yapıcıklarda gölge amaçlı kullanılırlar. Duvar- larda ısıya karşı yalıtım sağlamak veya cam yüzeylerde gün ışığını yumuşatmak amacı ile bina çeperlerinde kaplama olarak yer alabilirler.
 
BİTKİ FORMLARI
ÇİTBİTKİLERİ
Taflan, Ligustrum, Alevçalısı, Defne, Karayemiş, Mazı vs.
Çim Bitkisi Dikim Formlari
Çit bitkileri kullanım yeri ve amacına göre ;tek sıralı,çift sıralı veya üçgen şekilde di- kilirler.
 
SÜTUN FORM
Serviler, Leylandiler vs.
PİRAMİT FORM
Piramit Mazı, Piramit İlex, Ladin, Göknar, Sedir Vs.
SARKIK FORM
Sarkık Söğüt, Sarkık Huş, Sarkık Dut Vs.
TİJLİ FORM
Bitkinin 1,5-2 m ya da daha fazla bir mesafede dal yapmasına müsaade edilmemiş
(dalsız sutun bir gövde elde edilmiş)sonrasında taç şeklinde dallanmıştır.
SOLİTER BİTKİ
Bitkiler gruplar ve soliter olarak kullanılırlar. Soliter türler tabii ve nadir güzellikleri- ni tek başlarına gösteren ağaç ve çalı türleridir. Soliter ağaç ve çalılar açık ve geniş ölçü- de çim alanlar üzerinde teras ve merdiven kenarlarında ev ve bahçe duvarlarının önün- de güzel görünürler.
Salkım formlu soliter ağaçlar göl nehir gibi yatay su yüzeylerinin civarlarında, sutun ve piramit formlu ağaçlar dikey yükselen mimari yapıların önünde, küre formlu ağaçlar kubbe şeklindeki yapıların önünde kullanılırlar. 
   
 
Canlı Materyalin Proje Üzerinde Gösterilmesi
Park ve bahçelerde dikilecek ağaç ve çalı fidanlarına ayrılacak saha bitkinin dikim anındaki taç büyüklüğüne göre değil, türün genetik yapısına ve normal yetişme şartların- da hayatları boyunca alabilecekleri taç genişliğine göre hesap edilir.
Bitkiler projede maksimum taç genişliklerinin iz düşümleri ile gösterilirler. Dolayısı ile planda daire ya da daireye yakın şekillerde çizilirler.
Çınar-Kayın-Okaliptüs-Ceviz =12-14 m
Meşe-Akçaağaç-Kestane-Dişbudak =10-12 m
Küçük ağaç ve iğne yapraklılar=8-10 m
Ağaççık ve piramit formlu büyük ağaçlar=6-8 m
Büyük çalılar =4-6 m
Küçük çalılar =1-4 m arasında gösterilir.
 
 
 • Arka fon elemanları olarak,
• Peyzaja hakim olmak,
• Peyzajı düzenlemek,
• Peyzajı kucaklamak,
• Peyzajı çerçevelemek,
• Peyzaj güçlerini, özelliklerini ve biçimlerini en iyi şekilde korumak, şekillendirmek veya vurgulamak,
• Yeni bir peyzaj yaratmak,
• Bir işlevi dramatize etmek,
• Tanımlı bir mekanı dramatize etmek için konumlandırılabilir.
 
Genel olarak binalar insancıllaştırılmış peyzajda önemli ve baskın elemanlardır. Ya- pılar, temel barınmayı, iklim denetimini, mahremiyeti, gelişmiş bir çevreyi, rahat ve me- deni bir yaşamın gerektirdiği servisleri sağlarlar. Binalar iki yönle de dolaşımı sağlayan ve görsel bağlar kuran kapılar ve cam yüzeyler aracılığıyla çevrelerindeki peyzajla ilişkilen- dirilebilirler. Yapılı kentsel alanlarda, bina dizileri ya da gurupları sokak ve meydanları biçimlendiren, mekan organizasyonu oluşturan en önemli elemanlardır.9
Sokak Mobilyaları
Sokak mobilyası kavramı çöp kutusundan  aydınlatma elemanına kadar çok çeşitli nesneleri kapsamasına karşın, bir çoğunun kentsel çevrede küçük ölçekte ve genellikle çok sayıda olmaları gibi ortak nitelikleri vardır. Bir sokak mobilyası nesnesinin çevresiy- le kurduğu göreli ölçüler ilişkisi, onun ölçeğini oluşturmaktadır. Nesnelerin boyutları, iş- levleri ve bazen de yönetmeliklerdeki spesifikasyonlarla saptanırken,  öte yandan  bir kompozisyon bütünlüğü  içinde birbirine göre doğru ölçek ilişkilerinin sağlanması da önemlidir.
Özellikle kamusal alanlarda serbest mobilya kullanmaktansa genel tasarımla entegre olabilecek, sabit, zarar görmesi zor olan sağlam malzemeden inşa edilmiş mobilyalar kul- lanılmalıdır. Örneğin, bir çeşmenin ya da havuzun kenarı, bir istinad duvarı ya da alçak bir duvar ve basamaklar oturma elemanları olarak kullanılabilmeli, böylece etrafta fazla- dan kırılgan bir nesne yaratmaktan kaçınılmalıdır.
 
Aşağıdaki kriterler sokak mobilyalarının seçimi ve konumlandırılmasındaki genel il- keleri kapsamaktadır:
a. İşlev - sokak mobilyası nesnesinin düşünülen durum için gerekliliğine karar vermek b. Konumlandırma ve yerleşim - o mobilya için doğru yeri bulmak
c. Biçim ve görünüş - tek tek elemanların tasarımında sürekliliği, ya da en azından tasarımda uyumu sağlamak
d. Sağlamlık e. Maliyet
Büfeler, telefon kulübeleri, pergolalar, arkadlar, reklam ve işaret panoları, otobüs du- rakları gibi diğer tipteki korunaklar, korkuluklar ve posta kutuları, dış mekan düzenle- melerinde oldukça sık kullanılan elemanlardır. Çeşmeler, havuzlar, aydınlatma eleman- ları, oturma düzenekleri, bitki konteynerleri ve çiçek tarhları, ağaç yuvaları ve çöp kutu- ları da sokak mobilyası sınıflandırmasına girmektedir; ve bir çevre peyzaj tasarımının en- tegral parçası olarak ele alınmalıdır.
Döşenmiş Yüzeyler10
Döşenmiş zemin yüzeyleri aşağıda belirtilen farklı işlevleri için kullanılırlar:
a. Sert ve dayanıklı bir yüzey sağlamak;
• Trafik yükünün aşındırıcı etkilerine karşı dayanıklılık,
• Trafik yükünü eşit olarak dağıtmak,
• Hareketin kolaylaştırılması ya da zorlaştırılmasıyla trafik yükünün belirlenmesi. b. Araç ve yaya trafiğinin kesiştiği yerlerde uyarı sağlamak;
 
c. Mülkiyeti tanımlamak;
d. Yön vermek;
e. Çevredeki farklı elemanlar arasında birlik sağlamak - bir yapıyı veya anıtı bulun- duğu araziye uyumlandırmak;
f. Çevreye ölçek vermek;
g. Farklı işlevleri olan alan ve mekanları tanımlamak;
 
Döşeme malzemelerinin seçimini etkileyen bir çok faktör vardır;
• Döşenecek yüzeyin işlevi,
• Taşıyacağı trafik türü,
• Yerel arazi koşulları,
• Malzemenin erişilebilirliği,
• Malzemenin maliyeti,
• Görsel nitelik.
Malzeme seçim olasılıkları iki yönden değerlendirilebilir: işlevsel gereksinim ve fizik- sel görünüş, ya da konstrüksiyon yöntemleri açılarından.
İşlevsel gereksinim ve fiziksel görünüş yönünden, yüzey malzemeleri şöyle olabilir:
 
A. Düzgün yüzey malzemeleri
• Düzgün veya ince dokulu kaplama birimleri
• İşlenmiş yüzeyli sürekli döşemeler
• Kum
• Çim
• Sıkıştırılmış toprak
• Su
B. Kaba yüzey malzemeleri
• Arnavut taşı
• Serbest çakıl
• Kaba yüzey verilmiş beton
• Çim üstüne yerleştirilmiş döşeme birimleri
Konstrüksiyon yöntemleri açısından, yüzey malzemeleri şöyle guruplandırılır:
A. Birim kaplama malzemeleri
• Hazır beton yüzey blokları
• Hazır yapay taş yüzey blokları
• Doğal taş
• Seramik ve mozaik karolar
• Tuğla
• Arnavut taşı
• İri çakıl taşları
• Ahşap
B. Sürekli kaplamalar
- Esnek kaplamalar
• Çakıl taşı
• Asfalt
• Serbest büyük çakıl taşları
- Sert kaplamalar
• Yerinde dökme beton
Döşemelerin konstrüksiyonu
İlk olarak zemin, döşeme için hazırlanır. Bütün kökler, bitkiler, yosunlar, vb. temiz- lenir. Daha sonra yüzey bir silindir ya da başka bir aletle düzeltilip, sıkıştırılır. Böylece hazırlanan temele alt toprak katmanı denir. Bu tabakanın üst yüzeyi biçimlenme katma- nı olarak adlandırılır.
Bir döşeme iki katmandan oluşur: temel ve yüzey tabakası. Yaya trafiği için temel, 5-
7 cm.lik bir blokaj tabakasıdır. Yaya yükünün yoğunluğuna göre bazen blokajın üstünde beton temel tabakası da kullanılır.
Taşıt trafiği için temel 7cm. blokaj ve 7-10 cm. beton veya sıkıştırılmış topraktır. Yü- zey drenajı için minimum eğim %1,5 tir.
Yüzey suyu drenajı
Kaplama İşlevi                   Minimum Eğim
Araç trafiği                        %2-2,5
Bisiklet yolları                   %2,5
Yaya yolları                        %2-3,3
Meydanlar, v.b                   %2-3
Kaplamanın çeşidi             Minimum Eğim
Beton                                 %1,7
Zift veya katran                  %2-2,5
Çakıl taşları                       %3,3
Birim malzemeler              %1,4
• Arazi drenaj tahliye seviyelerinin eğimi
• Alt - toprak katmanın türü
• Su tablası seviyesi ve mevsimsel değişiklikleri
• Doğal drenaj olanakları: hendekler, dereyolları ve bunların su akıtma kapasiteleri.
• Kanalizasyon sistemi olanakları ve kapasitesi
• Kaplanması düşünülen alanın genişliği
• Yağmur suyu miktarı ve yağmur yoğunluğu
• Kaplama malzemesinin geçirgenlik ve soğurma derecesi
• Görsel nitelikKenar elemanları
• İşlevleri
a. Kaplanan alanın sınırlarını korumak ve yatay genişlemeyi önlemek;
b. Kaplama ve diğer yüzeyler arasındaki sınırları tanımlamak: diğer bir kaplama, çim, su, yaya yolu, araç yolu gibi;
c. Kaplanmış alanın yayılımını tanımlamak;
d. Yüzeyler arası yapısal birleşimleri oluşturmak;
e. Zemin suyunu toplamak;
f. Trafiğini denetlemek ve belli bir rotada tutmak;
g. Seviye farklarını tanımlamak ve sağlanmasına yardımcı olmak.
Kenar elemanları için kullanılacak malzeme seçimini etkileyen bir çok faktör vardır: işlev, kaplanmış alanlarla uyum açısından görünüş, dayanıklılık, maliyet, malzemenin kolay bulunabilirliği gibi.
Yüzey kaplamalarında olduğu gibi kenar elemanlarında da farklı malzemeler kulla- nılabilir; doğal taş, hazır beton, tuğla ve ahşap vb. Kenar elemanları, kullanılan malzeme- ye, kaplanmış yüzey türüne, seviye farkına göre yatay ya da düşey olarak konumlandırı- labilir.
Duvarlar
Peyzaj tasarımında kullanılan duvarlar, ağaç, çalı, çit ve toprak gibi doğal malzeme- lerle de yapılabilir. Burada konumuz olan duvarlar, taş, tuğla, beton, beton blok, ahşap, demir, ip, vb. inşai malzemelerle de yapılanlardır.
Duvarlar aşağıda belirtilen amaçlar için kullanılır:
a. Sınırları ve alanları tanımak;
b. Mekanlar yaratmak;
c. Mahremiyet sağlamak;
d. İstenmeyen görünümleri saklamak;
e. Toz, rüzgar, ve aşırı güneşten koruyarak alt-iklim bölgesi oluşturmak.